Haber

Toplumdaki Psikolojik ve Sosyolojik Bir Çöküntü: 6 Şubat Kahramanmaraş Depremi

Yüzyılın felaketi, Türkiye nüfusunun beşte birinin yaşadığı 10 ilde Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerle yüreğimizi vurdu, üstelik yakın coğrafyalarda yıkıma neden oldu. 17 Ağustos 1999’da 7,2 büyüklüğündeki depremin yarattığı derin travma, aradan yıllar geçmesine rağmen henüz iyileşmemiş, 6 Şubat Kahramanmaraş depremi toplumda zihinsel ve sosyolojik bir enkaz oluşturmuştur.

Afet karşısında yaşanan büyük çaresizlik, tıpkı depremin yarattığı yarıklar gibi insanların kalplerinde ve hafızalarında öyle derin izler ve yarıklar bırakacak gibi görünüyor. Ancak unutulmayacak bir diğer iz de kentlerin çoğu enkaz altında kalmış ve yardım beklerken yaşanan dramı siyasi mesele haline getirenlerin, yalancıların, yağmacıların, kin ve nefreti körükleyenlerin yarattığı travmadır.

Baraj patlaması yok, sığınmacılar sonuna kadar akın etmiyor, moloz altında inleyenlerle dalga geçenler yok.

Adam Hatay yerine keşke Diyarbakır yıkılsa diye tweet attı… Allah kahretsin! Ey mahlûklar, dünya Türkiye için seferber olmuş, düşman dediklerimiz bile yaralarımızı sarmışken, bize ne görüyorsunuz? Bu kadar acının ortasında bir hayvan bile bunu yapamaz ama bir yaratık-canavar olabilir.

Gelelim eleştirinin sağına. Peki her şey mükemmel olsaydı, şahit olduklarımızı söyleyip eksikliklere göre susmaz mıydık? Hayır, onu kastetmiyorum. Ancak bir bahiste, özellikle böyle sıcak zamanlarda dozunda eleştiri veya uyarı yapılmalıdır. Yaşadığımız afet büyük bir tektonik değişime yol açarken ve hatta Türkiye’nin sonunu değiştirirken, depremin zamanı, hava koşulları, çöken yollar, devlet enkaz altındayken bile (çünkü devletin sistemlerini o devlet işletiyor, o memurlar, hatta çevre illerdeki memurlar vs.). hepsi aileleriyle birlikte enkaz altındaydı) üstelik utanmadan nefret dilini yerde değil oturduğu yerden kullananlar, hükümeti suçlayacağım diye devletine basanlar en azından aşağılık

Bir düşünün, hepimiz adil bir dünyada, adaleti yerine getiren sistemlerin insanları koruduğu bir ortamda yaşadığımıza inanmak istiyoruz. Özellikle bu kadar acının ortasında bu inancın sarsılmasının ne anlama geldiğini hiç düşündünüz mü? Bu alçaklar, ‘hayatını’ başında bekleyen birine ‘devlet yok’ derken, özünde öfke ve isyan içindeki o insanı nasıl bir çaresizlik uçurumuna sürüklediklerinin farkında mı? En çok ihtiyaç duydukları şeyin ‘güvende hissetmek’ olduğunu bile bile moloz yığını? Mesela bu enkazın başında çocuğu için çabalayan bir anne babaya ‘evladından umudunu kes’ demek değil midir? Bu acıyı, felaketi ve çaresiz yarayı tepinmenin ne faydası var?

Ey ayakkabımın savaşçısı, enkazda sevdiklerini bekleyen insanların bağırmaya, çağırmaya, isyan etmeye, bağırmaya, küfretmeye hakları var.

Senin işin o insanların acılarını köpürtmek değil, acılarını paylaşmak, dertlerine çare aramak. Elinizde mikrofonla dolaşabileceğiniz veya örneğin bir yardım kamyonunu yönlendirerek klavyede bir aslanın sesini kesebileceğiniz için, yardımları ihtiyaç sahiplerine yönlendirebilirsiniz.

Bölgede insan gücüne büyük ihtiyaç var. Kendinizi bir işten uzak tutabilirsiniz. Haaa, eleştirileriniz var ve kesinlikle demek istiyorsunuz, teşekkürler, dozunuzu bilmeniz yeterli. Hayır, hükümeti gömmek istiyorsun, sorun değil. Yas süresinin sonunda herkes dilinin altındakileri ortaya çıkarır. Samimiyetsiz ve yıkıcı dil siyasete ve topluma fayda sağlamaz. Bu tür bir felaketin ortasında kendinizi adayın – önemli hissetmek için yaptığınız şey diğer yaşamları alt eder.

Ve siz değerli can madencilerimiz, yerli ve yabancı tüm arama kurtarma ekiplerimiz, itfaiyecilerimiz, AFAD, JAK, Dude, tüm sivil toplum kuruluşlarımız, Kızılay ve bu ülkenin iyi kalpli, merhametli insanları Prof. Dr. Uğur Batı ve Onedio grubu gibi aydınlar, Fulya Öztürk ve Merve Tokaz gibi medya emekçileri hoşgeldiniz, teşekkürler… Bu kaos çağında bile, onca acı ve kaygıya rağmen, adını bir kez daha gösterdiğim için minnettarım. İnsanlığın hayattan hala umut edecek bir şeyleri var. Başımız sağolsun Türkiye. Şimdi birlik olma zamanı… Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için.

heyecan

instagram

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu